Kötü bir seneydi diye yazıyorum, taslağa kaydediyorum hep. Cidden kötüydü sanırım. Ağlamak, korkudan gelen karp çarpıntıları ve şuan ölümü kabulleniyorum, hemen ölebilirim diye düşünmek gibi olaylar ile geçti. Hiçbiri gelecekle ilgili değildi. Anın içerikleriydiler. Bazen güneş doğdu, yeniliği kabullendim.
Güneşin ısısını çekti kemiklerim ve bulutları izledim. Gün batımlarını izledim. Çok değildi erken uyandığım, ya da bakmaya vaktimin olduğu ama gün doğumlarını da izledim. Yolculuklara atıldım ve yolculuklar bitti. Aradığım aşk bu mu yoksa dedim ama hiçbir zaman değildi, aşk değildi.
Az biraz kısa bir dönem sevgilim olan insandan ötürü Fransızca öğrendim. Sonra asıl sevgilim olan Blixa Bargeld'i Einstürzende Neubauten ile kulaklığımdan, Almanca'ya heves ettim. En sevdiğim Almanca kelime blume oldu, çiçek demek olduğunu sonralardan fark ettim.
Bolca Nick Cave dinledim. Bad Seeds ile, The Birthday Party ile, Grinderman ile dinledim, dinledim ve dinledim. Yazdıkları beni hep hayrete, hayranlıklar içerisine düşürdü. Pek kitap okuyamadım bu sene, ne okuuğum bile hafızamda değil, en sevdiğim yazar Cormac McCarthy imiş onu anladım.
Sığınmayı akıl ettim. Tüm hüznün içerisinde sığınacak insanlar, filmler, diziler buldum. Üzüldüğüm, üzüntümden ağladığım sıralarda hep gitmeyi düşledim. Şuraya gelip arada ben gidiyorum yazmayı düşünürken gülümsediğim şeyler çok oldu.
En sevdiğim kelimelerden biri ruh olmuştu ya hani, biz onunla anlaşmaya karar verdik. Bedenim ve ruhum. Gülecektik, ağlayacaktık. İyi ya da kötü düşüncelerimiz içimizde ölmeyecektik. Belki açık ve net, belki üstü kapalı şekilde güzelliği taktir ettim.
İçime Howard Shore'un Yüzüklerin Efendisi soundtracklarını çekerken, ruhum Florence Welch diye nefesini bıraktı.
2016'dan, on sekizinci yaşımdan hiçbir beklentim yok. Hem de hiç. İmkanlarım ve isteklerim çerçevesinde yaşamak, harekete geçmek... Zaten beş, on dakika maksimum, düşündüğümde hayatım müthiş geliyor. Minnet duyguları içerisindeyim. Ailem, arkadaşlarım, kurgu, hayal dünyası derken şükretmek için bir an istiyorum.
Doğum günüme otuz yedi dakika var.