7 Ağustos 2015 Cuma

in a different reality where massive dynamic exists

bir tweetimde ya da bir yazıda süper gücüm olduğunu, bunun da geçmişe bakabilmek olduğunu söylemiştim ve ciddiydim. dışarı bakarken birden resimler belirivermişti, eklemeler, vesaire. işte o kadar kafam gidip geliyor yani.

gözümü devirmeye korkuyorum çünkü her şey kararıyor. başka bir gerçekliğe geçip orada kalmak istemiyorum. belki her şey güzeldir orada. massive dynamic vardır ama yok oluşumuz yoktur. william bell vardır ama walter bishop yoktur.

3-4am arası bir film açtım (tavsiye üzerine)(önceki haftadan falan) çok ilginç geldi, güzeldi, sonunda farklı bir konuydu. hepsini izleyemedim çünkü 'zehra artık uyuman lazım' diyen kötü tarafım ortaya çıkmıştı, eğlenceli olmayan bir zehra. bu gece devam ederim inşallah.

oh bugün prem league başlıyor. sooonuuunddaa. kesintisiz chelsea. beni kaybedebiliriz. ciddiyim. ne olursa olsun kalbim yerinden çıkacak gibi oluyor. o.0o.0

kitap okumaya dönmeye çalışıyorum. cormac kitabımı aldığımı söylemiştim. aslında fareler ve insanlar'ı, morrissey'nin otobiyografisini ve birkaç kitabı daha bitirebilirsem rahat okurum. nedense bir şeyleri yarım bırakınca içim rahat etmiyor. evdeki çoğu kitabımı vermeyi düşünüyorum. içeriği yüzünden bağışlamayı düşünmediğim, içine not tuttuğum var, onlara cici sahipler arıyorum. isteyeniniz olursa diye bir ara belki listesini paylaşırım?

defter tutmaktan tiksindiğimi, çünkü kalemle yazmayı sevmediğimi söyledim mi daha önce. söylemediysem söylemiş oldum. neyse işte, sırf kalıcı olsun, yanıma alabileyim diye bir moleskine deftere destinasyon notlarımı tutuyorum. yani tutmaya başlayacağım deyim daha doğru olsun çünkü ancak 2-3 satır yazabildim. şuraya internet alınca postalarım diye (bloga yani) defter tutmuşluğum var, hepsi yarım! çünkü o noktaya gelinceye dek sıkılıyorum.

bir ara şu jeoloji ve üniversite işini de yazmayı planlıyorum burada. akrabalarım, arkadaşlarım ammaaa soruyorlar. kızamıyorsun da. annem 'üzül bence!' deyince geçen gece moralim kaçmaya başlamadı değil, her şeyden çok arkadaşlarımı çok özlemekten korkuyorum (kaç tane arkadaşım varsa artık dsfghfdsa). jeolojiye laf ettirmem, üniversite seçimim, veririm ya da vermem gap year fikri de benim. o değil de... neyse. özel fikir, bana kalsın, ya olursa ? ^^ aslında bunlardan da bahsedebilirim belki. hıımz

şuan bunu dinliyorum diye size de bırakıp gidiyorum, hoşunuza gider gitmez size kalmış
nick cave & the bad seeds- higgs boson blues live from kcrw

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder