16 Temmuz 2015 Perşembe

The Weeping Song

En sevdiğim kitaplardan biri olan İhtiyarlara Yer Yok'ta sevdiğim kısımlardan biri tam size alıntı yapamayacak olsam da şöyleydi "Bir olay olduğunda iznini istemiyor. Sana sormuyor.", yani ben öyle hatırlıyorum. Doğuyorsun, büyüyorsun, hayal ediyorsun. Yetişkinliğin, seyahatin, dostlarının, her şeyin. Düşünsene. Bundan iki sene önce babanın biyografisi niteliğinde olan filmde beraber televizyon izliyorsunuz ve onun pizzasından yiyorsun. Babanın en mutlu olduğu zaman dilimi belki gün içinde. Ama öleceğini tahmin edemiyorsun. 18 metrelik bir tepeden düşeceğini, bilincini kaybetmiş bir şekilde bulunup hastaneye kaldırılacağını ama kurtarılamayacağını bilemiyorsun. Gelişen olay sana sormuyor. Ne bileyim, ben Nick Cave'den fazla üzülmüş gibiyim bu olaya. Çünkü bir gün ölüm haberini okuyacağın kişinin kim olduğunu bilemiyorsun. Ölümü en güzel anlatan, insana öldürülmeyi ve şarkı olmayı dileten bir adamın oğlusun ama kaçamıyorsun. Belki sende çok güzel bir şarkı olursun, güzel çocuk.

* Bugün yavru kedimiz Nostromo da öldü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder