Size hayatımın muazzam olduğu anı anlatacağım, zor bulduğum bir üçlemeye lütfen dikkat verin. Okumak üzere olduğum kitap en sevdiğim yazardan. Kitabın sinema uyarlamasının başrolünde ise en sevdiğim aktör var. Tüm bunlar yetmemiş olacak ki, filmin müziklerini en sevdiğim sanatçı yaptı. Bu evrenin senin için bir araya geldiğini gösteren unsurlardan biri değil midir? Bu evrenin önüne bir sürü on bir dizmesi değil midir? Ben işte böyle anlar için yaşıyorum. Bunların farkına varılması gerek, bunların çözülmesi gerek.
Geçen gece miydi neydi, çocukluğumdan beri sevdiğim Signs'ı izledik annem ve kardeşimle. Siz film izlerken nasılsınız bilemem ama ben oyuncuları, yapımı, did you know? kısımlarını, yapım hatalarını incelemekten keyif duyarım. İzledikten sonra da eleştirileri genelde okurum. Signs için yapmamıştım bunu, çok ilginç. Direk filmi yazı mı yapsam da isteyen spoiler'a doya doya okusa diye düşündüm birden o yüzden evet evet başka yazı.
Ben sabah playlisti mi yapsam acaba. Sonbahar sabahları normal sabahlar gibi değilmiş, onu tecrübe ettim. Akşamları da aynı şekilde, değişik ritimler istiyor.
Bugün sürekli blogdayım, hadi hayırlısı :)
Yazdık sonra kafama dank etti de, okumak üzere olduğum kitap diyorum ama hiç başlayamıyorum yine bir sürü kitap birikti. Bu sefer okuyacağım. Çok heyecanlandım.
Jeoloji okumak istemeseydim ve güzel çizen, vizyonu olan biri olsaydım kesinlikle mimarlık okumak isterdim. Tasarıma hayranım. Güzel tasarıma ölebilirim. Bir sonraki yazıda kısmet olursa, iç ve dış mimaride beğendiğim örnekleri paylaşacağım ^^
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder