Nick Cave's Journal

Cuma gecesi post'u olarak, düşüncelerimi var iseydi hislerimi paylaşmak istedim. Ama geliniz görünüz ki bomboşum. Zannedersin Javier Bardem'in canlandırdığı, katillerin katili, psikopatların psikopatı, kötü saçlıların kralı Anton Chigurh gibiyim. O yüüüzdeen, size değişiklik yapıp, bu gece tumblr'da dolanırken takip ettiğim bloglardan biri Nick Cave'in journalini paylaşmış hadi bende benim adamımın journali nasılmış görün istedim. E iyi akşamlar efendim. I Origins'i izleyeceksiniz değil mi? Noooluur izleyin ve bana yorumunuzu bildirin.

summers in her bones

“Three years later, a new girl sits cross-legged on your bed.

She tastes like a different flavor of bubblegum than you are used to.
She opens up a book that you had to read in high school, and a folded picture of us falls out of chapter three.
Now there are two unfinished stories resting in her lap.
Inevitably, she asks, and you tell her.

You say: I dated her a while back.
You don’t say: Sometimes, when I’m holding you, I imagine the smell of her vanilla perfume.

You say: She was younger than me.
You don’t say: The sixteen summers in her bones warmed the eighteen winters my skin had weathered.

You say: It’s nothing now.
You don’t say: But it was everything then. ”