18 Eylül 2016 Pazar

the mountains and the sea/ islander #2

rüyalarımda girne'yi, dağları koşarak geçtiğimi anlatmıştım. sokakları tanıdığımı, boş yollarda koştuğumu ve bunları yapmanın verdiği hazzı hissettiğimi de anlatmış olmalıyım. yine o rüyalardan gördüm.

son zamanlarda hep bu benzer rüyayı görüyorum. bir grup insanla kurak arazileri yürüyorum, vadiler, tepeler, tek tük ağaçların olduğu yerlerden geçiyorum. kocaman taşlarla dolu o dağları çıkıyorum ve dönüyorum. dönünce deniz. kuraklıklar bitiyor, güneş güzelleşiyor ve aşağıya iniyorum. cıvıl cıvıl.

hayalimdeki yaz adeta. suyun sesini duyabiliyorsun ve kuşları görüyorsun. sahil boyunca yürümeye devam ediyorum. fotoğraflar çekiyorum.

sürekli ama sürekli bu rüyayı görüyorum. köşeden dönünce önümde denizi buluyorum. adanın çevresinde turluyorum ve geçmişe gidiyorum. limanda koşuyorum ve geceyi kutluyorum. karanlıklarda daralıyorum ve adamın kolundan çektiğim gibi sokaklara dalıyoruz. arabaya biniyorum ve ağaçlarla çevrili o yoldan geçiyoruz. uyanıyorum ve o yola gidiyorum.


11 Eylül 2016 Pazar

10am sun

şunları aşırı yorgunlukla yazıyorum. bu hafta çatalköy'den girne'ye, girne'den mağusa'ya gitmek ve mağusa'dan çatalköy'e geri dönüş yaparken tüm enerjim vücudumdan nasıl çekiliyorsa şuan bunu sabahtan yine yapacağımın düşüncesi aşırı geriyor ve sömürüyor.

bu yolculukları enerjim daha fazla sömürülmesin diye yapıyor oluşum ise ağlatacak resmen. ne zaman arkadaşlarımla buluşacak olsam, o günün sabahı da aynı yorgunluğu yaşarım. yatağı belirli bir saatte terk etmek zordur, kahvaltıyı mecburen yapmak zordur ve sıcakta yol tepmek zordur, iptal edemiyor muyum bunu diye düşündürür.

öte yandan içimden aptalca da sevinirim. çünkü önceki gece 12de, 1de yattım. sabahın 3, 4 veya 5inde değil. ve sabah güneşinde uyandım. sabah güneşi farklıymış.


görüşürüz gündüz.

**

01.40'da gelen edit: ben iptal etmedim, şartlar bu yolculuğu erteletti. iyi ki erteletti. birazcık uyku ve enerji toplayışlar! herkese iyi uykular. ben halen daha deli gibi yorgunum

4 Eylül 2016 Pazar

i was here/ islander

dün gece aşağı yukarı iki saat yoldaydık. gideceğimiz yeri sevmiyordum. gideceğimiz yer için belirlediğimiz rotamızı da. sonra her yer karardı. binalar, aydınlatılmış yollar, hepsi geçti ve bitti. dönüş yolunda saçlarımı toplamadım. dönüş yolumuz güzeldi. virajlar, çam kokusu, yıldızlar ve yıldızlar. gelecek için bir düşünce ayırdım kenara. sevmediğim yolu tepecektim. tüm virajları dönecektim ve büyük ihtimal yalnız olacaktım. bu ağaçları rüyamda gördüm. bu yoldan  geçtim.

yalnız dolanmalara, gecelere ve sabahlara o kadar korkuyla yaklaşıyorum ki sadece rüyamda saf bir şeyler gerçekleşebiliyor. koşarken topuklarımı hissediyorum. hızımı. kıyafetlerimi ve rüzgarı. gün batımını ve sonra doğumunu. onları hissedebiliyorum. girne'de koşuyorum. gündüzleri lanet inşaatlarla, lanet bir trafikle beni karşılayan girne geceleri rüyalarımda benim için bomboş oluyor. yokuşlardan aşağıya koşuyorum. yolları dönüyorum. yetişmeye çalışıyorum ve bir şekilde artık yetişmeme gerek kalmıyor. dağların dibinde oluyorum. esiyor ve bunu hissedebiliyorum. uyanık olduğum zamanlar bunları yapmak istiyorum.


3 Eylül 2016 Cumartesi

was nützt die liebe in gedanken

    








2004

il gattopardo



         

we were the leopards, the lions, those who take our place will be jackals and sheep, and the whole lot of us -leopards, lions, jackals and sheep- will continue to think ourselves the salt of the earth











1963

2 Eylül 2016 Cuma

Disari cikmak uzereyim. Aklimda bir soz var, ne kime ait oldugunu bulabiliyorum ne de tam bir anlam verebiliyorum.

You broke my heart and now i must break your bones

Cok guzel sarkilar sectim yol icin. Gelince de burada konusmak istiyorum