6 Haziran 2017 Salı

kendi kendime

kendime çok kızdım şu son aylarda. istediğim hiçbir şey olmadı sanki ve o şımarık kız çocuğu var ya, şu küçüklük fotoğraflarımda gördüğünüz, uyandı resmen! ağladım zırladım, yerlere attım kendimi. iyi biriyim ben, düzelecek her şey deyip kendimi kandırdım. iyi olmak bana iyilik getirmedi. 

derslerim bir dibe vurdu, bir çok yüksek notlar aldım. felaket geçen bir physics102 midterm sınavım vardı, ağlamaktan helak oldum evde hayatımda hiçbir şey mi yolunda gitmeyecek diye. çok saçmaydı çok. bunlara mı ağlanırdı.

bilmiyorum. bir an eski sevgilimi buraya anlatacak gibi oldum az evvel ama artık anıların üstünden gitme dediler bana. geçer gider yaa ne diyeyim.

sonra physics2 finaline girdim birkaç gün evveldi sanırım. ona da tüm gün ağladım. vallahi hiçbir şey yolunda gitmiyordu ve delirdiğimi hissettim. belli ki içeride bir şeyler ters gidiyordu. on dokuz oldum, vallaahi ilk altı ay böyle her şeyin ters gitmesiyle geçti. 

çok güzel şeyler de oldu. böyle hatırlıyorum, aklımda toz zerreciği kadar dert olmayan günlerim var. öylesine güzel bir adamla öylesine güzel bir konsere gittik ki.. budur! sooonraa... kütüphaneye sabah iki saatlik ders aramda calculus2 çalışmaya diye gidip bitter lemons of cyprus okuyup hayallere daldığım gün ve o haftalarda girne'ye dönüp babama bunları hevesle anlattığım zaman. baaşka... tavlada okuldaki yakın arkadaşlarımdan birine karşı 2-0 gibi güçlü şekilde başlayıp, 3-2 yenildiğim ve oynadığımız zaman boyunca şahane eğlendiğim gün.

durdum yazarken. ben bunlar için yaşıyorum. öyle bişeeeler işte. sınavlar bitecek bu hafta. yaani, artık yazarım. daha düzenli, daha neyden bahsettiğimi bilerek.

c-inefilia:
“Comment je me suis disputé…(1996), Arnaud Desplechin
”